Nasıl becerdi bilmem; denize diklemesine inen bu çalılığın bir kısmını ne pahasına ayıkladı biliyor musunuz? Tırnakları pahasına. O, çalı çırpının sere serpe geliştiği bu denize diklemesine inen toprak, öyle taşlıktı ki... Bir sonbahar günü baktık ki; bu taşlıklardan küçük çam ağaçları, körpe dikenli yapraklarıyla üç beş koca yemişleriyle yer yer esmer, pembe kül rengi toprağa kök salmış.
Bu parçada anlatılan düşünceyle aşağıdaki atasözlerinin hangisi aynı doğrultudadır?
Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.
Hazıra dağlar dayanmaz.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Rüzgâr eken fırtına biçer.
Gülü seven dikenine katlanır.