Bu dönemde dikkat çekici bir nokta da dil ile millet, dil ile edebiyat ve dil ile gelişme arasında kurulan ilgidir. Halkın kullandığı dil, bizim gerçek dilimiz olarak kabul edilir. Aydınlarla halk arasında bu konudaki derin uçuruma dikkat çekilir. Halkın vicdanından doğan dilin, halkın anlayacağı sadelikte, terkiplerden uzak olması gerektiğinden bahsedilir. Türk lehçeleri hakkında bilgi verilerek, imlanın düzeltilmesine önem verilir. Çünkü bu dönemde yazımız ve imlamız kusurlu bulunur. Milli bir alfabenin oluşturulması, bir encümen kurularak Türkçeye özgü bir sözlüğün meydana getirilmesi gerektiği üzerinde durulur.
Bu parçada sözü edilen dönemle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
Yazı ve imla kusurlu olduğundan imlanın düzeltilmesine çalışır.
Türkçeyi bilim dili haline getirmek gereği anlaşılmıştır.
Dilin halkın anlayacağı şekilde, terkiplerden uzak olması gerektiği vurgulanmıştır.
Milli alfabenin oluşturulması üzerinde durulmuştur.
Halkın kullandığı dil gerçek dil olarak kabul edilmiştir.