Ben öykü ve romanlarımda sözcüklerden oluşan bir dünya kurarım. Yazdıklarım yazınsal bir tat taşır. Ne var ki bunlardan kimileri sinema ya da televizyon dizisi için senaryolaştırılıyor. İşte o zaman onlar benim yapıtım olmaktan çıkıyor. Çünkü bu tür metinlerde görüntüden oluşan bir dünya kurmak gerekiyor.
Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine cevap olarak söylenmiş olabilir?
Günümüzde sinemanın edebiyata göre daha çok ilgi görmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Sinemanın, kimi düşünceleri insanlara aktarması edebiyat yapıtına göre daha kolay mıdır?
öykü ve romanlarınızdan esinlenerek yapılan filmler yeterli ilgiyi görüyor mu?
Televizyon ve sinemaya uyarlanan yapıtlarınız hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yazarlığınızın yanı sıra yönetmenlik de yapıyorsunuz, hangisini daha çok benimsiyorsunuz?